Jump to content

Bilimsel Yayınlar

  1. Dünya Neden Dönüyor?  

    Sadece dünya değil, diğer gezegenler de, uyduları da, Güneş de, güneş sistemi de, galaksiler de dönüyorlar. Bütün bu dönüşlerin ne zaman, niçin ve nasıl başladıkları bilinmiyor. Dünyanın dönüş sebebi basitçe, başlangıçta gaz bulutu şeklinde olduğu, bu gaz bulutunun sürekli döndüğü, sonradan katılaşıp dünya oluşunca onu durduracak bir kuvvet olmadığından dönmesine devam ettiği şeklinde izah ediliyor.
    Dünyanın ve güneş sisteminin oluşumu ile ilgili en çok kabul gören varsayıma göre 10-15 milyar yıl önce bir gaz bulutu oluşmaya başlıyor. 5-6 milyar yıl önce muhtemelen yakınlarda bir yerde bir süpernova patlamasından oluşan şok dalgaları, gaz ve toz parçalarından oluşan bu bulutun dönmeye başlamasını sağlıyor.
    Başlangıçta bir küre görüntüsünde olan bulut gittikçe daha hızlı dönüyor ve yoğunlaşıyor. Bunun sonunda da şekli düzgün bir disk halini alıyor. Merkezkaç kuvvetin etkisiyle bir miktar madde merkezden dışarı doğru atılıyor. Kendi aralarındaki çekim güçlerinin etkisiyle birleşen bu parçalar, dünya ve diğer gezegenleri oluşturuyorlar. Merkeze doğru çökenlerden de Güneş meydana geliyor.
    Dünyanın ve gezegenlerin hem kendi çevrelerinde hem de Güneş'in etrafında aynı yönde, aynı düzlemde ve Güneş'in dönüş yönü doğrultusunda dönmeleri bu teoriyi destekliyor. Ancak Venüs'ün diğer gezegenlere göre ters yönde dönmesi, Uranüs'ün kutbu Güneş'e bakacak şekilde tepe taklak dönmesi, Pluto'nun diğerlerine göre hayli eğik düzlemi de teoriyle çelişiyorlar.
    İlk olarak 1687 yılında Sir Isaac Newton'un 'Hareketlerin Kanunları' isimli kitabında belirttiği gibi, eğer bir şey hareket ediyorsa ve ona hiçbir dış kuvvet etki etmiyorsa hareketine sonsuza kadar devam eder. Dünyanın ilk dönüş hareketini nasıl kazandığı tam olarak bilinmiyorsa da onu etkileyecek önemli ölçüde bir dış kuvvet olmadığından dönüşüne epey bir süre devam edeceği kesin.
     
  2. Maymunlar Neden İnsan Olmuyor?  

    Animasyon Bilgileri:
    Sanat Yönetmeni: Dina Akçay 
    Animasyon: Onur Şahin&Dina Akçay 
    Metin: BilimFili.com
    Seslendirme: Onur Çobanoğlu (http://bit.ly/2WUMVuf))
    Müzik: Nuclearmetal (https://goo.gl/m6p3vf)
  3. Yaşam Süresini Uzatmak Mümkün mü?  

    Son yıllarda yaşlanma ve yaşlılığa bağlı hastalıklar ile ilgili araştırmalara yapılan yatırımlar ciddi bir artış gösteriyor. 
    Telomer nedir?
    Telomerle yaşlılık arasındaki ilişki nedir?
    Yaşlılığa bağlı hastalıklarla telomer arasındaki ilişki nedir?
    Telomerleri uzatarak yaşam süresini uzatmak mümkün mü?
    Telomerleri uzatmak zararlı mıdır?
    ve son dönemde yapılan deneyleri ve ortaya çıkan spekülasyonları konuşuldu.
    Stüdyo: Solovey Creative Studio
    Yönetmen: Denef Huvaj
    Işık-Montaj: Erkan Tosun
    Mix: Burak Ergün
    Grafik/Animasyon: Dina Akçay
  4. Bilim İnkârcılığı  

    Bilimsel gerçekleri reddetmenin, gerçek toplumsal sonuçları vardır. Örneğin; aşı karşıtlığı nedeniyle, önceden önlenebilir hastalıklar eski gücüne kavuşmaya başladı.
    Halk sağlığını ciddi derecede tehlikeye sokabilecek öneriler, kolaylıkla bir televizyon ekranında yayınlanabiliyor; bilimsel araştırmalara karşı güvensizliği salık veren komplo yumağına çevrilmiş kitaplar raflardaki yerini alıyor. Aydınlanma karşıtı hareket olarak nitelendirebileceğimiz bu “trend”e dair kimin veya neyin suçlanması gerektiği konusunda ise fazlasıya belirsizlik söz konusu.
    Bilimi reddetme yaklaşımı, beş özel ve birçok karakteristik unsurun uyumlu bir şekilde kullanıldığı bir süreçtir. İnkarcıların safsataları, bilimsel bilgiye dair toplumsal düzeyde bir manipülasyonu tetikliyor.
    Her ne kadar iyi bir bilimsel kavrayış sahibi olsanız da; bilimi tahrif eden bir mitle karşılaşırsanız, bilim ve bu mit arasındaki bir çatışmayla yüz yüze kalırsınız. Ve eğer ki, bilimi tahrif eden bu tekniğin nasıl kullanıldığını anlamazsanız, bu çatışmayı ortadan kaldıracak çözümü bulmakta güçlük yaşarsınız.
    BilimFili podcastin bu yayınında; bilim inkârcılığının sıklıkla başvurduğu yöntemleri, aşı karşıtlığı üzerinden insanların bilimsel araştırmalara yönelik güveninin sarsılmasına neden olan komploları ve bilimsel düşünmenin insanlara neden zor geldiği konuşuldu.
    Yönetmen: Denef Huvaj
    2. Kamera: Erkan Tosun
    Grafik/Animasyon: Dina Akçay
  5. Bilimsel Yöntemin Evrimi  

    Stüdyo: Solovey Creative Studio
    Yönetmen: Denef Huvaj
    Işık: Erkan Tosun
    Mix: Burak Ergün
    Grafik/Animasyon: Dina Akçay
     
  6. Kanser Nedir?  

    Bugün tamamen moleküler genetik, moleküler biyoloji ve moleküler tıp anabilim dallarının araştırma konusu olan kanser hastalığı, kanser mekanizmaları ve fizyolojisi; bilinenleri ve bilinmeyenleri ile birlikte birçok insanın merak konusu olmaya devam etmektedir. Araştırılmakta olan kanser ilaçları ve tedavi yöntemleri, kanser teşhisi ve prevantif onkoloji, moleküler kanser mekanizmaları, kanserin genetik altyapısı, DNA düzeyindeki mutasyonel ve genetik nedenleri ile ilgili bildiklerimiz ve öğrendiklerimiz, birçok yanlış anlaşılmayı ve eksik bir takım kavrayışları beraberinde getirmektedir.
    Kanser konusu özelinde bir giriş niteliği taşıyan bu yayında; kanser nedir, gen grupları ile olan ilişkisi, hücre düzeyinde olan gelişimi ve mikroevrimsel süreçte nasıl ortaya çıktığı üzerine konuşuldu.
    Not: Tüm kanser hastaları ve hasta yakınlarının hassasiyetlerini düşünerek hazırladığımız yayın içeriğindeki herhangi bir bilginin, tedavi ve terapi amaçlı yol gösterici olarak sunulmadığını bilgilerinize sunarız. 
    Yönetmen: Denef Huvaj
    Animasyon/Montaj: Dina Akçay
     
  7. Evrim Nedir?  

    Charles Darwin, Evrim Teorisi'nin gelişmesine büyük yardımı olan Galapagos gözlemleri sonucunda bir arkadaşına yazdığı mektubunda şöyle der:
    “Kulağa bir cinayetin itiraf edilmesi gibi gelebilir ama türlerin değişebileceğine inanmaya başladım.”
    Bir başka deyişle; Evrim.
    Yönetmen: Denef Huvaj
    Animasyon/Montaj: Dina Akçay
     
  8. Evrimsel Mekanizmalar  

    Evrimsel Mekanizmalar: Doğal Seçilim, Yapay Seçilim ve Eşeysel Seçilim Nedir, Nasıl İşler?
    Varyasyon ve yapay seçilimin hünerli ellerinin ne kadar olağanüstü sonuçlar doğurabildiğini Darwin iyi biliyordu. Bu sayede horoza veya tavuskuşuna benzeyen güvercin türleri yaratılabiliyordu. Köpekler kısa veya uzun tüylü, benekli, alacalı, çarpık bacaklı veya savaşçı yapılabiliyordu. Fakat sonuçta köpekleri ve güvercinleri seçip şekillendiren güç, insan eliydi. Peki hangi el, o volkanik adalardaki ispinoz türlerinin birbirinden bu kadar farklı olmasına rehberlik etmişti? Hangi el, Güney Amerika düzlüklerindeki dev armadillolardan bugünkü küçük armadilloları ortaya çıkarmıştı?
    Darwin, doğada türleri ortaya çıkaran bu eli Tanrı'nın görünmez eline atfedip işin içinden çıkabilirdi.* Fakat 1838 Ekim'inde, nüfusların değişimlerini inceleyen Thomas Malthus'un "Nüfus İlkesi Üzerine Bir Deneme" başlıklı çalışmasını okuyunca kuramının omurgasını oturtmuştu. En iyi uyum sağlamış olan varyant "doğa tarafından seçiliyordu".  Bu, doğal seçilimdi. Doğal seçilim, gerçekten devrim niteliğinde bir kavramdı. Bu yayında evrimsel değişimleri ve adaptasyonu açıklayan seçilim tiplerinden; Doğal Seçilim, Yapay Seçilim, Eşeysel Seçilim ve diğer seçilim tiplerinin neler olduğu ve nasıl işlediği üzerine konuşuldu.
    *Gen-Siddhartha Mukherjee (Domingo Yayınevi)
    Yönetmen: Denef Huvaj
    Animasyon/Montaj: Dina Akçay
     

Hakkımızda

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Bilim Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız buradan iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...