Jump to content

Trend Videolar

  1. Seks Bilimi  

    Seks, Dünyada hakkında en çok içerik yapılan, konuşulan konuların başında gelir. Hatta öyle ki internet dünyasının %40’ı cinsel içerikli paylaşımlar tarafından işgal edilmiştir. Her ne kadar dikkat çekici bir konu olsa da, insan, ergenliğe kadar seks konusunda bilgisizdir.
    Bunun en büyük nedenleri, gelenekler, coğrafyanın kültürü ve insanların bu konuyu tabu olarak görmesidir. Bizim gibi bu konunun toplum önünde konuşulmasını istemeyen toplumların bile seksi kitaplardan, çekilen filmlerden öğrenmeye çalışmaları da bir o kadar acıdır. Bu hafta, hayatımızın devamı için büyük bir öneme sahip ve yaşamın temel içgüdülerinden seks konusunu inceliyoruz. Grinin elli tonu gibi erotik kitapların meşhur olduğu bir dönemde böyle bir video yapmak ne kadar doğru bilmiyoruz ama anlatmak istediğimiz çok şey var! 
    Bilimin ışığında seks nedir? İnsanların seks yapmadan birbirini tanıma süreçleri nelerdir? Yaparken düşünmediğiniz ama farkında olduğunuzda hayatınızı değiştirecek olan gerçekler nedir ve seks sırasında vücudumuzda ne gibi etkiler olur? Cinsel ilişki sonrası partnerinizle ilişkimizde ne gibi değişimler olur? Hepsini bu videoda anlatmaya çalışıyoruz. Seks, sadece bedeninizi değil aynı zamanda duygusal durumunuzu da ilgilendirdiği için, bilimden uzak veya tam olarak anlaşılamayan bir sürü dezenformasyonla doludur.
    Bir gerçek var ki şimdiki yaşadığımız dünyayı ve bu kadar çok insanın bir araya gelip birlikte ahenkle yaşamasını seks yapmaya borçluyuz. Gelin en başından başlayalım, sokakta yürürken, beğendiğiniz bir insanı görünce aklınızdan geçenleri kontrol edelim. İlginiz ve beğenileriniz ölçüsünde bir yabancıya bakışınız aslında insan ilişkilerinde atılan ilk adımdır. İlk temas adı verilen bu olgu kendini daha sonra pekiştirecek ve ilginizi anlatma yollarını arayacağınız bir sürece girecektir. Bu sürece de tanışma yollarını arama diyebiliriz. İyi sonucu düşünelim ve bu yolların mutlu sonla bittiğini ve ilginizi çeken insanla artık tanıştığınızı düşünelim.
    Bu noktada iki taraf da gözle görülmeyen bir sosyal kontrat imzalarlar. Bu süreci sağlıklı bir şekilde atlatan çiftler, birbirlerini daha yakından tanıma süreci yaşar ve kendi hayat görüşlerine göre hoşlandığı insanın hayatının detayları öğrenmek ve benimsemek için zaman geçirirler.
    Bu süreç, bilimsel olarak seksten daha zor bir süreç olarak kabul edilir. Çünkü İnsanların duygu ve düşünceleri birbirinden ayrı olmakla beraber, hayatlarına alacakları insanları tanıma evresi son derece sancılı olabilir. Bu aşamayı da geçenler için, ilk temas olarak sayabileceğimiz elele tutuşma ve öpüşmek gibi sevgi ve sahiplenme duyguları devreye girecektir. Artık her şey duygusal birliktelikten cinsel bir ilişki ve tatmin evresine doğru gitmektedir. Burada unutulan veya aşırı istekler yüzünden üstünden hızlı geçilen evre, partnerinin vücudunu tanıma evresidir. Bu dönemde hareketler değişkenlik gösterebilir.
    Sağlıklı bir cinsel ilişki ve partnerinin isteklerini ve bedenini tanımayan çiftler için gelecek aşamalar oldukça sıkıntılı olabilir. Her insanın sevdiği ve sevmediği istek ve arzular olabileceği unutulmamalıdır. Bunun ışığında çiftlerin birbirlerinin vücudunu keşfetmesi süreci olabildiğince uzun tutulmalıdır. Bu evre insan dürtülerinin kontrol edilmesinin zor olduğu bir evre olduğu için çiftler, eğer akıllarında bir soru işareti var ise geride bıraktıkları aşamalara tekrar dönmek isteyeceklerdir. Yeniden tanımanın çok daha sağlıklı olduğunu düşünenler için cinsellik ilişki yaşama daha uzun sürebilir. Fakat duygusal bütünlüğünü yakalamış ve bedenini hazır hisseden çiftler için artık cinsellik evresi başlar. Cinsel ilişkinin bir sürü duygusal değişkeni olsa da değişmeyen ve tüm odağının toplandığı iki organ vardır. 
    Erkekte penis, kadında ise vajina. Erkeğin erekte olmuş hali yani penisinin sertleşmesi hali, kadının vajinasının ıslanması ile vücutları cinsel birlikteliğe hazırlanır. Bundan sonraki süreç tamamen penisin vajinaya içine girmesini kapsayan cinsel zevk ya da üreme amaçlı bedensel bir ilişkidir. Tüm bu aşamaların bir anlamı ve bunları bize yaptıran bir şey olmalı.
    Peki aklımız ve vücudumuz bu birliktelikten önce ve sonra nasıl çalışır? Öncelikle, şekil olarak kadın ve erkek cinsel organları fiziksel olarak benzemiyor gibi görünse de, yapısal olarak bir çok benzerlik gösterir. Vajinada bulunan klitoris ve penis olarak konuyu ele alırsak: Her ikisi de aynı sinir hücrelerine sahiptir. Cinsel ilişki öncesi normal insan bedeninin tüm fonksiyonları olduğu gibi çalışırken, uyarılan beyinle birlikte nöronlar ve hızlanan kan akışıyla vücudu kendini bu duruma hazırlar. Beyinden aldığı uyarı ile hızlanan kan akışı, cinsel organlara ulaşır. Daha önce “Beyin nasıl çalışır” videomuzda da işlediğimiz gibi, insan hayatını kontrol eden, hareket ve duygularımıza yön veren organımız yine sahneye çıkar.
    Peki beynimiz, tüm bedenimizi yöneten bu yapı seks esnasında ne durumda? Yapılan araştırmalarda, beynimizin sağ tarafının, yani sezgilerimizi, duyularımızı ve gerçek üstü hayalleri yöneten kısmın geçici olarak kendini kısıtladığı görülmüştür. Bu etkileşim insanın seks sırasında daha cesur olmasına sebep olur. Orbitofrontal korteks, beynin karar verme ve değer yargılarından sorumlu olan kısmıdır. Beynin bu kısmı da kendini deaktive eder, korku ve endişede azalma yaşanır. Seks esnasında insanın daha kararlı ve umursamaz tavır edinmesine ve rahatsız edilmeye karşı çok hassas olmasına sebep olan şey budur. Cinsel ilişki sırasında belki de en çok çalışan talamus ise, daha önce yaşamış olduğunu cinsel anıları ve fantezileri entegre etmekle meşguldür. Uzmanların size sıkça seks tavsiye etmelerindeki sebep budur.
    Çünkü seks esnasında kan dolaşımı artar, kalp damar sisteminiz ve beyniniz çok daha faal haldedir. Çok çalışkan olan beynimizin görevinin bittiğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz!
    Her cinsel ilişkinin sonunda, -ki buna masturbasyon yapmak da dahil- yaşanan orgazm sırasında, beyninizin bir dizi farklı nörokimyasal üretmek için fazla mesai yaptığını unutmayın! Bunlardan biri zevk, arzu ve motivasyon duygularından sorumlu olan hormon olan dopamindir. Dopamin beynin zevk kimyasalıdır. Eksikliği Parkinson hastalığının en büyük nedenlerinden biri olan bu hormon, fazla olmasıyla da şizofreniyi tetiklemesiyle bilinir.
    Beynimizin salgıladığı bir başka hormon ise kadınların erkeklere göre daha fazla salgıladığı oksitosindir. Hipofiz bezi tarafından salgılanan ve hipotalamusta salınan bu hormon, bizi başkalarına, yani o andaki partnerlerimize yakın hissettirir ve sevgiyi teşvik eder. Cinsellik sırasında sevecen, ardından ciddi olmamızın sebebi de budur. Oksitosin, bağlanma hormonu olarak bilinir.
    çünkü kadınların emzirme döneminde de salınır ve sevgi ve bağlanma duygusunu kolaylaştırdığı bilinir. Bir başka hormon ile devam edelim: Prolaktin. Bu hormon da oksitosin gibi yine kadınlarda daha fazla salgılanır. Orgazma eşlik eden bu hormon memnuniyet duygusundan sorumludur.
    Ayrıca yine hamileliği takiben kadınların süt üretiminden sorumlu olan ana hormondur. Tabii ki, hem seks sırasında hem de emzirme sırasında oksitosin ve prolaktin salınımı, bir kişinin her iki durumda da aynı hisleri yaşadığı anlamına gelmez.
    Bu hormonlar vücudumuzda farklı roller oynayabilir ve beynin sosyal bağlantılarımızı güçlendirme yolunun bir parçasıdır. Fakat bir gerçek vardır ki: bu hormonlar sayesinde cinsellik, insan için zevkli bir deneyim haline gelmektedir.
    Şaşırtıcı bir şekilde beyin, cinsel birliktelik ve diğer keyif veren deneyimler arasında çok fazla ayrım yapmaz. Beyninizin tatlıya düşkün olması veya kumarda kazandıktan sonra kendini iyi hissetmesi gibi, orgazm sırasında da harekete geçen nöronların aydınlanması aynıdır. Beyin tıpkı yasak olan kuralları çiğnemek gibi, seks sırasında da zevkli olanı yani farklı deneyimleri yaşayarak, bunun ödülü olan orgazmı sağlar.
    Bu bilimsel ödülü, hormonal mutluluk olarak tanımlarız. Uyuşturucu, alkol ve kumar gibi zararlı alışkanlıklardan kurduğunuz etkileşim hazzı neyse, seks de vücuda aynısını sağlar!. Öncesi sonrası ile seksi bilimin gözünden anlattık. Cinselliğe dair her şeyi burada anlatmayacağız çünkü bu sizin hayatınız ve bizler de ilişki terapisti değiliz. Bu yüzden insanın kendini bulması ve sorularının cevaplarını kendi içinde keşfedeceğini söyleyerek, bizi cinselliği iten bazı tanımlara geçelim istiyoruz.
    İnsanın var oluşundan bu yana bizleri bugüne kadar getiren seks olgusu tabii ki konuşulmaya değer. Örneğin genç arkadaşlarımızın ergenlik zamanı çok kullandığı oldukça popüler kelime olan libido kelimesi ile devam  edelim.
    Libido, Sigmund Freud’a göre, insanoğlunun ana sorun kaynağı olarak görünen, bastırılmış duyguları insan benliğinde ateşleyen terimdir. Yani Freud bunun pek de sağlıklı bir şekilde insanı geliştirmediğini düşünenlerden. Libido, Türkçemize kelime anlamı olarak insana yaşam gücünü veren enerji olarak geçmiştir.
    Bu tanım, zamanla cinsel dürtü ve cinsel aktivite istediğini tanımlamak için kullanılmaya dönüşmüştür. Libido hem kadın, hem de erkek için kullanılır ve doğrudan androjen hormonları yani testosteron ile bağlantılır. Androjen, böbrek üstü bezlerimiz kabuk kısmınca salgılanan bir hormondur. Androjen, erkeklerde penis ve meni yollarında gelişim, kılların çıkışı, sesin kalınlaşması ve kadınlarda klitoris ve vajina dış dudağının genişlemesine ana etken madde olarak biliriz.
    Gelelim bir başka şehir efsanesine: Afrodizyak’dan bahsediyoruz. Afrodizyak kelimesi bizzat zevkin, tenin ve ruhani aşkın simgesi Yunan tanrıçası Afrodit’ten geliyor. Hikâyeye göre Afrodit bir istiridye kabuğundan doğuyor. Takdir edersiniz ki, şehvetin tanrıçasının doğum yerinin dünyanın en çok bilinen afrodizyaklarından biri olması çok da tesadüf sayılmaz. Özellikle roma, yunan ve mısır kültüründe, reçeteler ve tedavilerde bitki, tohum, meyve, sebze ve deniz ürünlerinin oluşturduğu geniş bir yiyecek yelpazesinden yapılan özel diyetleri görüyoruz.
    Yani neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir afrodizyak kültürümüz var. Yine de, ironik olarak, şu ana kadar kesinlikle kanıtlanmış bir afrodizyak yiyecek yok. Bütün bu bilgilerin ışığında Bilim’in bizi daha istekli hale getirip, cinsel hayatımıza katkıda bulunabileceğini düşünür müsünüz?
    Sağlıklı ilişkiler ve sağlıklı bir cinsel hayat dileğiyle!

Öne Çıkan Videolar

  1. NASA, Ay'a gitmek konusunda ciddi görünüyor.  

    NASA, Ay'a gitmekte ciddi..
    Bunlar NASA'nın yeni 'Ay' araçları.. Kimileri hâlen 1969'da Ay'a gidilip gidilmediğini sorgulaya dursun.. (ki NASA da bu tartışmayı bitirmek isterdi ancak detaylı iniş görüntüleri kaza eseri yok oldu. -3.- Sadece hepimizin bildiği kesitler var.) ..NASA, Ay'daki uranyum, altın gibi kaynakları ülkesi için toplamayı nasıl yapacağını iyice planladı. İniş, Ay'ın güney kutbuna yapılacak -2-. Videoda göreceğiniz; insanların hareketini kolaylaştıran, kolay giyilebilen yeni uzay kıyafeti, Ay arabası gibi araçlar da yörüngeden tespit edilen materyalleri doğrulamada yüzeydeki personele yardımcı olacak.
    Kaynaklar:
    1. https://solarsystem.nasa.gov/…/10-things-what-we-learn-abo…/
    2. Yeni görevin iniş alanı: https://www.nasa.gov/…/moon-s-south-pole-in-nasa-s-landing…/
    3. https://www.reuters.com/…/moon-landing-tapes-got-erased-nas…
  2. Mavi balina, tek sürü saldırısında, 500 kg kril yutabilir.  

    Bir mavi balina, yoğun bir sürüye saldırırsa, 500 kg kril yutabilir. Bu tek bir ağızda yenen 457.000 kalori demektir. Bahsi geçen miktar, bu harika devin yeme aksiyonunu gerçekleştirmek için harcadığı enerjinin neredeyse 200 katıdır.
    Kaynak:
    Nationalgeographic.com
    https://on.natgeo.com/2S8YLlq
    Gif: (Slater Moore)
    https://www.instagram.com/slatermoorephotography/
     
  3. HBC 672 yıldızının özel şovunu izleyin.  

    Bu çok özel oluşumun yeni doğmuş bir yıldızın daha önce görülmeyen, gezegen oluşturan bir disk olduğu düşünülüyor. Daha önce “Gölge hareket ediyor. Bir kuşun kanatları gibi kanat çırpıyor!” şeklinde şaşkınlıkla ifade edilen gözlem, animasyonun sonunda göreceğiniz gibi neticelendi.
    Kredi: ESA/Hubble, Digitized Sky Survey, L. Calçada, Nick Risinger (skysurvey.org)
    https://www.nasa.gov/feature/goddard/2020/hubble-sees-cosmic-flapping-bat-shadow/
  4. Güneşimizin 10 yıllık mazisi  

    Nasa yine en iyi bildiği işi yaparak bizleri heyecanlandırmış görünüyor.
    Güneşimizin aktivitesini 10 yıl boyunca kayıt altına alan Nasa çalışanları, 61 dakikalık keyifli bir video ile bizlere şahane bir görsel şölen aktardılar. İlham verici bu görüntüler, Solar Dynamics Observatory (SDO) uzay aracı tarafından 10 yıldan fazla süreyle kaydedildi. 
    Heyecan verici olan ise, her bir saniyenin, Güneş sistemimizin merkezinde bir güne denk geliyor olmasıdır.
    Buyrun birlikte izleyelim!

Hakkımızda

Sitemiz bir "Günlük" olarak derleme yayın, yorum, diyalog ve yazılara vermektedir. Güncel bilim haberleri ve gelişmelere ek olarak özellikle sosyal medyada gözden kaçan, değerli gördüğümüz tüm içeriğe kaynak ve atıflar dahilinde sitemizde yer vermekteyiz. Bu sitede verilen bilgilerin kullanım sorumluluğu tümüyle kullanıcıya aittir. Sayfalarımızda yer alan her türlü bilgi, görsel ve doküman sadece bilgilendirmek amacıyla verilmiştir.

Bilim Günlüğü internet sitesi 5651 Sayılı Kanun’un 2. maddesinin 1. fıkrasının m) bendi ile aynı kanunun 5. maddesi kapsamında Yer Sağlayıcı olarak faaliyet göstermektedir. İçerikler, ön onay olmaksızın tamamen kullanıcılar tarafından oluşturulmaktadır. Yer Sağlayıcı olarak, kullanıcılar tarafından oluşturulan içeriği ya da hukuka aykırı paylaşımı kontrol etmekle ya da araştırmakla yükümlü değildir.

Yer Sağladığı içeriğin 5651 Sayılı Kanun’un 8 ila 9. maddelerine aykırı şekilde; kişilik haklarınızı ihlal ettiğini ya da hukuka aykırı olduğunu düşünüyorsanız buradan iletişime geçerek bildirebilirsiniz. 

Bildirimleriniz dikkatle ve özenle incelenmekte olup kişilik haklarınızın ihlali ya da hukuka aykırılığın tespiti halinde mevzuat kapsamında en kısa sürede işlem yaparak bilgi vereceğiz.

×
×
  • Yeni Oluştur...