Bilim Günlüğü

Neden kendi sesimizden nefret ederiz?

Kendi sesimizden neden nefret ederiz hiç düşündünüz mü?

Çoğumuz kendi sesimizi bir video veya ses klibinde duymaktan ürkeriz ve yüzümüzü buruştururuz, peki neden böyle yaparız? Sesi bizim kafamızda, dinleyen herkesin algıladığından farklı yapan nedir? Pekala, bu olayın arkasındaki bilimsel açıklama, vücudumuzdaki başka kimsenin duymadığı titreşimlerle alakalı.

Neden kendi sesimizden nefret ederiz?
Neden kendi sesimizden nefret ederiz?

The Washington Post'tan Rachel Feltman'a göre, diğer insanların konuşmasını duyduğumuz zaman kulak zarlarımız ve iç kulaklarımız dıştan gelen ses dalgalarından titrer; beyin bu titreşimleri sese çevirir. Aynısı kendi konuşmamızı duyduğumuz zaman da geçerlidir fakat bu dış ses dalgalarına vücudumuzun derinlerinden gelen diğer iç ses dalgaları da eklenir – ses tellerimizdeki ve hava yollarımızdaki titreşimler karışıma eklenir.

Daha teknik terimlerle söyleyecek olursak, kendi sesinizle konuştuğunuz zaman kemik iletimini hava iletimine ekliyorsunuz.

Neden kendi sesinizden nefret ettiğinizi hiç merak ettiniz mi?

“Kemikle iletilen ses, siz ses tellerinizi etkinleştirdiğiniz zaman olur ve titreşimler kafatasınız boyunca yol alır, sonunda da iç kulağınıza ulaşır. Kafatasınızdaki ses dağılımı, bu titreşimlerin frekanslarını yol boyunca düşürür, esasen bazı kalın tonlar ekler.”

Sonuç olarak, bu fazladan guruldamalar yüzünden kafamızın içinde duyduğumuz ses pestir, daha zengindir ve daha tatlıdır ve bunu kendimiz dışından gelirken duymak (örneğin bir YouTube videosunda) bunu teneke gibi ve farklı sesli yapar. Bunu iç duyma düzenimiz tarafından eklenen daha derin ve daha zengin ses tonları olmadan sevmediğimize şüphe yok.

Kendi vücutlarımıza bakmak da sarsıcı olabilir, çünkü genelde kendimizin aynadaki görüntülerine bakarız. Eğer ansızın gerçekten nasıl göründüğümüzün bir fotoğraf veya videosunu görürsek tuhaf gelir – çünkü yine doğru şekilde görünür. Doğal olarak kendimizin en çok alışık olduğu aynadaki halini sevmeye eğilimliyizdir ve bu halimiz ters çevrildiği zaman epey sinir bozucu olur (mükemmel derecede simetrik bir yüzünüz olmadığı sürece).

İyi haber ise, sesinizin arkadaşlarınız ve tanıdıklarınız için hiçbir şekilde kulak tırmalayıcı olmadığıdır: onlar bu sese alışarak büyümüştür ve kafanızdaki sesi asla duymamışlardır, bu yüzden konuşmaktan korkmayın. Ve gelecek sefer “Gerçekten böyle mi konuşuyorum” diye sorduğunuz zaman dert etmeyin: cevap evettir. En azından kendi sesinizin bir hayranı değilseniz, çoğu insanla aynı durumdasınız.