Bilim adamları, diş minesini yeniden büyümeye teşvik edebilecek bir ürün icat ettiler, bu da sonunda diş boşluklarını tedavi etmek için oyunu değiştiren bir yola sahip olabileceğimiz anlamına geliyor. 2018’de Washington Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, tam protein olarak kabul edilecek kadar uzun olmayan, peptit bağlarıyla birbirine bağlanan kısa amino asit zincirleri olan peptitlere dayalı bir tedavinin geliştirildiğini duyurdular.
Laboratuvar ortamında yapay olarak oluşturulmuş diş lezyonlarına uygulandığında, ürün diş minesini yeniden mineralize ederek lezyonu etkili bir şekilde iyileştiriyor. Materyal bilimcisi Mehmet Sarıkaya, “Peptidler tarafından yönlendirilen remineralizasyon, mevcut diş sağlığı bakımına sağlıklı bir alternatiftir” diye ifade ediyor.
Diş minesi, ameloblast adı verilen bir hücre türü tarafından üretilir; bunlar diş henüz diş etindeyken mineyi oluşturan proteinleri salgılar. Ne yazık ki, diş minesi oluşturma süreci tamamlandığında ve diş ortaya çıktığında ameloblastlarımız ölür. Ama hayatımız boyunca mineyi kaybetmeye devam ediyoruz.
Diş hekimliği araştırmacısı Sami Doğan, “Bakteriler, şeker ve diğer fermente olabilen karbonhidratları oral ortamlarda metabolize eder ve yan ürün olarak asit, diş minesini demineralize eder” diye belirtmektedir. Tükürük, florürlü diş macunu ve içme suyu katkı maddeleri yardımıyla dişlerimiz bir nebze de olsa remineralize edilebilir. Ancak dişte görünür bir boşluk olduğunda, diş hekimi tarafından tedavi edilmesi gerekir – bu genellikle delme ve deliği diş dolgusu ile doldurma anlamına gelir.
Ekip, yeni tedavilerini geliştirmek için ameloblastlar tarafından üretilen proteinlerden birine yöneldi. Amelogeninler olarak adlandırılan bu proteinler, diş minesinin oluşumunu düzenlemede önemli bir rol oynar. Ekip, bu proteine dayalı peptitler tasarladı ve peptit ile aktif bir bileşen olarak bir tedavi oluşturdu.
Laboratuar ortamında diş lezyonlarına uyguladılar ve demineralize alanlarda yeni bir mineralize tabaka oluşturmaya yardımcı olduğunu ve onu alttaki emaye ile bütünleştirdiğini buldular.
Benzer lezyonları florürle de tedavi ettiler, ancak yalnızca peptit tedavisi, sağlıklı diş minesinin yapısına benzeyen nispeten kalın bir tabakanın remineralizasyonuyla sonuçlandı. Bu ürünü kliniğe getirmek adına yürütülecek adımlar için, peptit çözeltisinin gerçek hastalarda nasıl çalıştığını ve sonuçların laboratuvardaki kadar sağlam olup olmadığını görmek için daha fazla teste ihtiyacımız olacak. Minenin altındaki dentin tabakasına ulaşan derin boşluklar için yine de bir dolgu gerekebilir.
Ancak araştırmacılar, daha sığ kaviteler için dişçiye yapılan pahalı ziyaretleri en aza indirmeye yardımcı olmak için ürünlerinin günlük önleyici diş bakımı rutininin bir parçası olarak diş macunu veya jel şeklinde satılabileceğine inanıyorlar. Sarıkaya, “Peptit özellikli formülasyonlar basit olacak ve reçetesiz veya klinik ürünlerde uygulanacaktır.” diye belirtiyor.
Ekip araştırmalarını ACS Biomaterials Science & Engineering dergisinde yayınladı.
Bu makalenin bir sürümü ilk olarak Nisan 2018’de yayınlandı.
Kaynak: ScienceAlert